Siftah Yapmayan Komşu
Siftah Yapmayan Komşu
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. Çünkü (o günde) Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracak ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.” (Nûr, 37,38)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Malını satışa arz eden cesur tüccar merzuk (rızıklandırılmış), muhtekir (karaborsacı) ise mel’undur.” (İbn-i Mâce, Ticârât, 6)
Fatih’in İstanbul’u fethinden sonra iki papazın Osmanlı esnafını tedkik için dolaşırken yaşadıkları şu hâdise, bu hâli ne güzel aksettirir. Papazlar, sabahın erken saatinde bir bakkala giderek bir şeyler almak istediler. Bakkal onlara:
“–Ben siftah yaptım. Siftah yapmayan komşumdan alın!” dedi.
Bunun üzerine diğer bakkala gittiler. O da aynı şekilde:
“–Ben siftah yaptım. Siftah yapmayan komşumdan alın!” dedi.
Böylece papazlar diğer dükkâna gittiler. Aldıkları cevap hep aynı oldu. Nihayet ilk bakkaldan alışveriş yaptılar. (Osman Nûri Topbaş, Gönül Bahçesinden Son Nefes, Erkam Yay.)